Hatırlarsanız, “Maratona Doğru Adım Adım 1” başlıklı
yazımda, 2017 Kasım ayında ikinci kez koşmayı planladığım Kıtalar arası
İstanbul Maratonu öncesinde yaptığım hazırlıkları, uyguladığım beslenme ve
antrenman tekniklerini ve aldığım destekleri bir yazı dizisi halinde sizler ile
paylaşacağımı yazmıştım.
Geçtiğimiz Temmuz ayının bu anlamda benim için oldukça
verimli geçtiğini gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Öyle ki 100 kilogram ile
girdiğim Temmuz ayının, sonunda terazinin ibresi 94 kilogramı gösteriyordu. 1
ayda verilen tam 6 kilogram.
Öncelikle bir ay içerisinde verilen bu kadar kiloyu sağlıklı
bulmayıp, kilo kaybımın su ve kas kaybı olduğunu düşünenler için şunu söylemek
isterim. Eğer spor yapmıyorsanız özellikle de ağırlık çalışmıyor ve sadece
diyet yaparak kilo vermeye çalışırsanız su ve en önemlisi kas kaybı kaçınılmaz
olacaktır.
Spor yapmak, özellikle de başlangıç seviyesinde ağırlık
çalışmak isteyip spor salonuna gitmeye vakti olmayanlar içinde burada birkaç önerimde
olacak.
Öncelikle koşmak ya da yürümek için tek ihtiyacınız olan bir
spor ayakkabısı. Pahalı spor aletlerine kesinlikle ihtiyacınız yok.
Ama önce, eğer daha önce hayatınız boyunca hiç belli bir
mesafenin üzerinde yürümeyip ya da koşmadı iseniz öncesinde muhakkak bir doktor
kontrolünden geçmenizi şiddetle öneriyorum. Zayıf ya da fazla kilolu olmanız asla
fark etmez. Özellikle arka planda sinsi bir biçimde ilerleyen kalp
rahatsızlıkları ya da genetik yatkınlık gibi unsurlar spor yapayım, sağlıklı
yaşayayım derken. Kaş yapamaya çalışırken, göz çıkartmanıza sebep olabilir.
Onun için ilk defa spor yapmaya başlayacaklar için, lütfen önce sağlık kontrolü…
Doktorunuz onay verdi. Ama nereden başlayacağınızı
bilmiyorsunuz.
Bursa’da yaşıyorsanız işiniz çok kolay. Biz Adım Adım Bursa
grubu olarak her Çarşamba akşamları Dikkaldırım Mihraplı Parkta akşam saat 20.00’da,
Cumartesi sabahları da Soğanlı Botanik Parkta saat 07.30 ‘da buluşup koşuyoruz.
Antrenmanlarımıza, her seviyeye uygun 3
gurup halinde, antrenörlerimiz nezaretinde devam ediyoruz. Özellikle koşmaya
yeni başlayacaklar için yürü-koş, başlangıç seviyesindeki gurubumuz kesinlikle
uygun olacaktır.
Beslenme, antrenman teknikleri konusunda, uzman görüşleri ve
kaynağından yapacağım araştırma sonuçlarını kendi ve kişisel tecrübelerimi de
ekleyerek hem bu yazı dizisinde hem de ayrı başlıklar halinde yine sizler ile
paylaşmaya devam edeceğim.
Yukarıda Temmuz ayının benim için oldukça verimli geçtiğini
sizler ile paylaşmıştım. İlk olarak Temmuz ayının hemen başında, 02 Temmuz
Pazar günü geleneksel Kazancı Dostluk Koşusunda 10 kilometre koştum. Özellikle
sıcak hava, zorlu parkur ve fazla kilolarım bu koşuda beni ciddi bir biçimde
zorlamıştı.
Hemen sonrasındaki hafta, 09 Temmuz Pazar günü bu seferde
Ulubat gölü, Leylek koşusunda 15 kilometre koştum. Kazancı koşusunda yaşadığım
sıkıntıları, üstelik 5 kilometre daha fazla koşarak bu koşuda yine fazlası ile
yaşadım. Özellikle koşunun son
kilometrelerinde koşmaya ara vererek fazlaca yürüme molası almak zorunda
kaldım. Ama benim antrenmansızlığımdan ve fazla kilolarımdan kaynaklı
mazeretlerime rağmen koşuyu tamamlamak. Sonrasındaki koşular ve yapacağınız
antrenmanlar için size müthiş bir motivasyon kaynağı oluyor. Yani kesinlikle
pes etmek yok.
Temmuz ayının 3.haftası Cumartesi sabahı ise adresimiz
Uludağ’dı. Kesinlikle kendimi çok iyi hissettiğim bir yer olan dağlardaydım. Aynı
tarihte Uludağ’da koşulan ultra maratonda koşmasam bile, “Ultra Maratoncuların
İzinde Uludağ Zirve” diyerek, Oteller bölgesinden başlayarak Uludağ Zirve
yürüyüşü yaparak hem koşan koşucuları izledim. Hem de koşu esnasında susuz
kalmış 2 koşucuya su desteği yaparak yarışı sağlıklı bir biçimde
tamamlayabilmelerine yardımcı oldum. Toplam 24 kilometrelik bu dağ yürüyüşü aynı
zamanda güzel de bir antrenman olmuştu.
Nihayet Temmuz ayının son haftası 30 Temmuz Pazar sabahı
Adım Adım Bursa gurubu ile Kürekli Şelalesine bir doğa yürüyüşü yaparak. Temmuz
ayını yoğun bir fiziksel aktivite ile kapattım.
Bunun yanında yukarıda da
bahsettiğim gibi, hafta içerisinde bir yandan kilo verirken yakabildiğim kadar
yağ yakıp kas kaybını da elimden geldikçe az tutmak amacı ile haftada 3 gün
ağırlık antrenmanlarına ve sabah yürü koş antrenmanlarıma devam ettim.
Ağırlık antrenmanlarını ise başlangıç seviyesinde, herhangi
bir spor salonuna gitmeden serbest ağırlık olan dambıllar ile haftanın 3 günü
tüm vücudu çalıştıran antrenman tekniklerini uygulayarak devam ettim. Özellikle
ağırlık antrenmanları konusunda, yıllardır bu sporu yapan biri olarak hayli
tecrübeli olduğumu söyleyebilirim.
Bu konuda daha sonra,
özellikle evde dambıl kullanarak tüm vücudunuzu rahatlıkla çalıştırabileceğiniz
antrenman teknikleri konusunda, sizler ile paylaşımlarım olacak.
Beslenme konusuna gelince. Şimdilik beslenme şeklimi birkaç ufak
dokunuş haricinde çok değiştirmedim. Yoğun fiziksel aktivite bir yandan yoğun
bir kalori alımı ihtiyacı doğurmakta. Burada bu konuda eğer sınırlı bir bilgiye
sahipseniz kesinlikle yine bir uzman desteği almanızı önereceğim.
Eğer benim
gibi yıllardır farklı spor dalları ile uğraşan ve hayatınızın her döneminde
spor yapan biri iseniz beslenme konusunda da bir birikime sahip oluyorsunuz. Antrenman
öncesi ve sonrası beslenmeyi bilmek, protein, karbonhidrat, vitamin ve yağları
tanımak size kesinlikle sağlıklı bir vücut için avantaj sağlayacaktır.
Öncelikle, beslenme konusundaki tek ve en zorlu zaafım olan
tatlıyı kesinlikle terk ettim. Özellikle
baklava, kadayıf gibi yoğun şerbetli hamur tatlıları tam bir kalori
canavarları. 2 dilim baklavanın 500 kalori civarında olduğunu hesap edip, ondan
aldığınız fazla kaloriyi yakmak için en az birkaç saat tempolu yürümek zorunda
olduğunuzu düşünecek olursanız ne demek istediğimi anlayacaksınızdır.
Bununla beraber çay ve kahve hiçbir içeceğim de şeker ya da
tatlandırıcı kullanmıyorum. Kolalı içeceklerden ise, bahsetmiyorum bile. Yağlı
ağır kızartmalar ve diğer hamur işleri rafa kalkan diğer beslenme
alışkanlıklarım oldu. Yukarıda da yazdığım gibi özellikle diyet ile birlikte spor
yapıyorsanız muhakkak protein, karbonhidrat ve yağ alımınıza dikkat etmeniz
gerekiyor. Ben kendi vücut tipimi iyi tanıyan biri olarak özellikle böylesine
yoğun antrenman dönemlerimde vücut kilogram başına aldığım protein miktarını
bir miktar daha arttırırım. Bu konulara daha sonra daha detaylı olarak gireriz.
Ama yumurta proteininin yani yumurtanın beyazının en değerli protein
kaynaklarından biri olduğunu ve içeriğinde neredeyse tüm değerli amino asitleri
içerdiğini söyleyebilirim.
Peki, hem antrenman teknikleri hem de beslenme konusunda
bilgi sahibi olan birisi nasıl bu kadar kilo alır dediğinizi duyar gibiyim.
Kesinlikle haklısınız. Ama inanın, hayatınız boyunca aynı disiplinde spor
yapmak, beslenmenize dikkat etmek çok zor. Özellikle ilerleyen yıllar boyunca
bazen bir duraklama dönemine giriyorsunuz. Yoğun spor aktiviteleri yaptığınız
dönemdeki beslenme alışkanlıklarınızı fiziksel aktivite oranınızı düşürdüğünüzde
bile aynı şekilde devam ettirdiğinizde kilo almanızda kaçınılmaz oluyor.
Bakınız eski futbolculara.
Hedef çok önemli arkadaşlar. Kendinize koyacağınız hedefler
motivasyonunuzu tekrar kazanmanıza sebep olacaktır. Bu anlamda İstanbul
Maratonu, yüksek irtifa dağ tırmanışları ve kesinlikle ultra maratonlar benim
en büyük hedeflerim.
Eğer bir hedefiniz var ve pes etmeden tüm zorluklara göğüs
gererek çalışırsanız o hedefe ulaşmak için önünüzde hiçbir engel kalmaz. Tüm
engelleri bir bir her adımda daha da güçlenerek aşarsınız.
Onun için, “ Bırakmayı mı düşünüyorsun? O halde daha hızlı
koş!”
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, spor ve sağlıkla kalın.
Hakkı Şenkeser.
Yorumlar
Yorum Gönder